Dünyada her yıl 1 milyon ülkemizde de 13-15 bin bebek doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Kimi zaman bebek doğar doğmaz müdahale edilmesi gereken kimi zamanda yetişkin yaşlara kadar belirti vermeyen farklı türlerdeki kalp hastalıklarının erken teşhisi çok önemli. İşte bu yüzden, her yıl Şubat ayında Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası düzenlenen etkinliklerle kamuoyundaki farkındalığın artırılması amaçlanıyor… Acıbadem Üniversitesi Çocuk Kalp Damar Cerrahisi ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi KVC Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, 7-14 Şubat Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftasına, kalp hastalığıyla dünyaya gelen minik bebeklerin tanı ve tedavileriyle ilgili bilgi verdi.
Tüm dünyada her 1033 bebeğin 7-12’si doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Bu da dünyada yaklaşık 1 milyon ülkemizde 15 bin bebeğin doğumsal kalp anomalisi sorunuyla doğduğu anlamına geliyor. Bu sorunla dünyaya gelen bazı bebeklere doğar doğmaz müdahale edilmesi gerekiyor. Bazı bebeklerde ise belirti vermediği için sinsice ilerleyerek çok ileri yaşlarda ciddi bir sorun olarak kendi belli edebiliyor.
200’DEN FAZLA DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI VAR!
Doğumsal kalp hastalıklarının birçok nedeni olabiliyor; kalbin odacıkları arasındaki delikler, kalp kapakçıkları arasındaki darlık ve yetersizlikler, karıncık ve kulakçıkların gelişim bozuklukları bunlardan sadece bir kısmı. 200’den fazla çeşit doğumsal kalp hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde her 10 çocuktan 9’unun tedavi edilebileceğini ve sağlıklı bir hayat sürebileceğini belirtiyor. Acıbadem Üniversitesi Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi çocuk KVC Uzmanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, “Önceleri umutsuz gibi görünen anomaliler bile iyileştirilebiliyor ve bu anomalilerle doğan bebekler, ileride sağlıklı birer yetişkin olarak hayatlarını sürdürebiliyor” diyor.
AKRABA EVLİLİĞİNDEN DİYABETE FARKLI NEDENLERİ VAR
Doğumsal kalp hastalığına neden olan faktörlerin bütünü ile bilinmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, “Ancak akraba evlilikleri, hamilelik sırasında geçirilen ağır viral enfeksiyonlar, annede diyabet hastalığı, hamilelik sırasında kullanılan bazı ilaçlar, anne adayının röntgen ışınlarına veya radyasyona maruz kalması, 35 yaşın üzerindeki hamilelikler, hamilelik sırasında sigara ve alkol kullanımı doğumsal kalp hastalıklarının bilinen başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Ayrıca; Down Sendromu gibi bazı kromozom anomalisi olan bebeklerde doğumsal kalp hastalığı görülme riski daha yüksek” diyor.
ANNE KARNINDA 16. HAFTADAN İTİBAREN TESPİT EDİLEBİLİYOR
Doğumsal kalp hastalıklarının çoğunun teşhisinde, anne karnındaki bebeğin kalbi fetal ekokardiyografi ile 16. haftadan itibaren görülebiliyor. Bu incelemede kalp ve damarlarla ilgili bozukluklar tespit edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığı tespit edilen bebeklerin çoğunda kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç duyulduğunu belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, “Bu nedenle risk grubu içindeki annelerin hamilelik sırasında fetal ekokardiyografi ile incelenmesi büyük önem taşır. Bazı hastalarda kalp ve damarlardaki basınç ve akımları ölçmek için kateter ve anjiografi gerekebiliyor. Ayrıca bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans tetkikleri ile; kalp ve akciğer anatomisi, dolaşımı ve damarsal anomalileri tespit etmek mümkün olabiliyor. Bunlara ek olarak elektrokardiyografi ve efor testiyle de gerekli bazı ilave bilgiler elde edilebiliyor” diyor.
AMELİYATSIZ TEDAVİLER DE UYGULANABİLİYOR
Hastaların çok büyük bir kısmı kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç gösteriyor. Akciğer - kalp makinasının kullanıldığı açık kalp ameliyatlarında, kalbin ve akciğerlerin işlevi geçici bir süre akciğer - kalp makinesi tarafından sürdürülüyor. Bu esnada kalp durdurularak kalp ve damarlardaki tamirler yapılıyor. Bazı kapalı kalp ameliyatlarında akciğer - kalp makinesine ihtiyaç duyulmadan da tamir gerçekleştirilebiliyor. Belirli bazı anomalilerde göğsün yan tarafından yapılan küçük kesilerle (minimal invaziv) kalbe ulaşılarak ameliyat yapılabiliyor. Bu tür ameliyatlarda hastanede yatış ve iyileşme süresi çok daha kısa oluyor.
Bazı durumlarda “girişimsel prosedür” denilen yöntemlerle kateter yolu ile ameliyatsız tedavilerin de uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, “Kalpteki bazı delikler bu yolla kapatılabiliyor, kapak ve damarlardaki darlıklar genişletilebiliyor, bazı damar açıklıkları ve anormal damar tıkanabiliyor ve bazen suni kapaklar yerleştirilebiliyor. Ameliyat ve tedavilerin başarıyla sonuçlanması; çocuk kardiyolojisi, kalp cerrahisi, çocuk hastalıkları ve yenidoğan doktorlarının ile sağlık ekiplerinin bir arada çalışması ile mümkün oluyor” diyor.
İLK 1 AY İÇİNDE YAPILACAK TEDAVİLER HAYAT KURTARIYOR
Doğumsal kalp hastalığı ile doğan her 3 bebekte biri doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde ciddi belirtiler görülüyor. Bu bebeklerin acil ameliyata alınması gerekebiliyor. Bu nedenle ilk 1 ay içerisindeki yapılacak ameliyat ve tedaviler hayat kurtarıyor. Doğumdan hemen sonra bebeklerde ortaya çıkabilecek belirtiler arasında “siyanoz” adı verilen morarma, nefes alıp vermekte güçlük, beslenme zorluğu, halsizlik, hareketsizlik, iştahsızlık ve kilo alamama, sık sık hastalanma yer alabiliyor.
Bazı çocuklarda ilk yıllarda belirgin bir şikayet görülmeyebiliyor. Ancak daha sonraki yıllarda geç çocukluk döneminde çarpıntı, çabuk yorulma, nadiren egzersiz sırasında göğüs ağrısı, nefes darlığı bulguları ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, bu belirtilerin ihmal edilmeden dikkate alınmasını ve mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini belirtiyor.
DÜZENLİ KONTROLLE NORMAL BİR HAYAT MÜMKÜN
Doğumsal kalp anomalisi teşhisiyle kalp ameliyatı veya girişimsel tedavi uygulanan çocukların, tedavi sonrasında sıklıkla normal bir hayat sürebildiğini belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, “Kalp ameliyatları ve girişimlerden sonra yüzde 90’dan fazla ihtimalle çocuklar normal ve normale yakın fonksiyonlarla aktif olarak hayatlarını sürdürebiliyorlar. Hatta ileride sağlıklı doğum yapan anneler veya basketbol oyuncusu olabilecek kadar normal ve üretken bireyler olarak hayatlarını sürdürebiliyorlar. Ancak büyük kalp ameliyatı geçirmiş olan çocuklara ağır ve yarışılacak spor türlerini yapmalarını tavsiye etmiyoruz. Bununla birlikte kalp ameliyatlarından sonra çocukların hemen hepsinin 6 ay -1 yıl aralıklarla ömür boyu takip edilmeleri önemli” diyor. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.