22 Kasım 2024
  • İzmir21°C

KAFASINA GÖRE DEĞİL HAVZASINA GÖRE...

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi konumunda olduğunu vurgulayarak "2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak için tarımsal üretimde de kaynakları verimli kullanmamız gerekt

Kafasına Göre Değil Havzasına Göre...

19 Ekim 2016 Çarşamba 16:34

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi konumunda olduğunu vurgulayarak "2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak için tarımsal üretimde de kaynakları verimli kullanmamız gerektiğinin farkındayız. Bu gerçekten yola çıkarak, 'Milli Tarım' projesini oluşturduk. Başbakanımızın da dediği gibi bundan sonra çiftçilerimiz, kafasına göre değil havzasına göre ekim yapacak." dedi.

Bakan Çelik, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Oteli'nde düzenlenen, "Dünya Gıda Günü" etkinliğine katıldı.

Çelik, burada yaptığı konuşmada, Ortadoğu'nun terörden temizlenmeye çalışıldığını, bu noktada ülkelerin toprak bütünlüğü düşünülerek bir yürüyüş sergilenmesi gerektiğini belirtti. Çelik, "Şanlıurfa'nın yanı başında, Suriye'nin Kobani diye bir Kürt şehri var. Akçakale'nin karşısında Tel Abyad diye bir şehir var, bu şehir ise Arapların oluşturduğu bir şehirdir. Ceylanpınar'ın karşısında Suriye'de Resulayn diye bir şehir var, burası da Arapların oluşturduğu bir şehirdir. Siz tüm bu dengeleri dikkate almadan oraya ikide bir farklı bayraklar asmaya çalışırsanız, ne Kobani'de, ne Tel Abyad'da, ne de Resulayn'da huzurdan bahsedebilirsiniz..." diye konuştu.

Traktörün egzozundan çıkan gazın iklim değişimine etkisinin tartışıldığına işaret eden Çelik, "Bunu tartışıyoruz güzel de bombaların etkisi nedir? Bombaların insan psikolojisine ve iklime ne gibi etkisi var, bunlar gündeme dahi gelmiyor. Yaşadığımız süreç, normal bir süreç değil. İnsanların mutluluğu hedefleniyorsa, bunlar bütün olarak ele alınmalı." ifadesini kullandı.

"Genetik çeşitliliğin yüzde 75'i kayboldu"

Yeryüzünde yaklaşık 2 milyar hektarlık alanın, küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Çelik, 1,5 milyardan fazla nüfusun bu tablodan etkilendiğini bildirdi. Ortalama küresel sıcaklığın 2015 yılında 0,6 santigrat derece arttığını ifade eden Çelik, deniz seviyesinin de 10-20 santimetre yükseldiğini bildirdi. Bu nedenle dünyanın bazı bölgelerinin sular altında kaldığını dile getiren Çelik, bazı kesimlerin ise su kıtlığı yaşadığını söyledi. Su kıtlığı yaşanılan bölgelerde, 2030 yılına kadar 700 milyon kişinin yurtlarından olacağının tahmin edildiğini aktaran Çelik, bu olumsuz gelişmelerden en çok tarımsal faaliyetlerin etkilendiğine dikkati çekti.

Çelik, iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle, 20. yüzyılın başından bu yana tarımsal ürünlerdeki genetik çeşitliliğin yüzde 75'inin yok olduğunu söyledi. Bakan Çelik, tedbir alınmazsa kuraklık sebebiyle mahsullerden alınan verimin yüzde 10-25 düşeceğinin hesaplandığını anlattı.

Dünyada israf edilen gıdanın değerinin 1 trilyon doları aştığını dile getiren Çelik, dünyanın en zengin yüzde 20'lik diliminde yer alanların, üretilen toplam gıdanın yüzde 76'sını tükettiğine işaret etti.

"Mazot desteğiyle kalitesiz mazot kullanımının önüne geçeceğiz"

Türkiye'nin tarım konusunda taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmelere uyum için çok ciddi çaba içinde olduğunu ve yürütülen çalışmalara öncülük ettiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Türkiye tarımsal hasıla bakımından Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi konumundadır. 2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak için tarımsal üretimde de kaynakları verimli kullanmamız gerektiğinin farkındayız. Bu gerçekten yola çıkarak, 'Milli Tarım' projesini oluşturduk. Başbakanımızın da dediği gibi bundan sonra çiftçilerimiz, kafasına göre değil havzasına göre ekim yapacak."

Mazot fiyatında yapılan indirime değinen Çelik, bu konuda çok yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi. Mazot desteğiyle kalitesiz mazot kullanımının önüne geçeceklerini ifade eden Çelik, bunun çevre kirliliğini de önleyecek bir karar olduğunu dile getirdi.

Sulamada yaşanan sorunlara da değinen Bakan Çelik, bu alandaki sorunların toplulaştırma projesiyle çözülmesinin doğru olacağını söyledi. Çelik, yapılacak yasal düzenlemeyle sulama ve toplulaştırma problemlerinin giderileceğini belirtti. Vatandaşa sağlıklı, ekonomik gıda arzını kolaylaştırmayı hedeflediklerini vurgulayan Çelik, gelişmiş ülkeleri de bu çabaya ortak olmaya davet etti.

"Gıda talebini karşılamak zorundayız"

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji de iklim değişikliğinin gıda güvenliğiyle ilişkisine dikkati çekti.

İklim değişikliği masaya yatırılmadan, açlık ve yoksulluğun sona erdirilemeyeceğini belirten Shoji, "Dünya nüfusunun 2050'de 9,6 milyara ulaşması bekleniyor. FAO, bu büyüyen nüfusu doyurabilmek için 2050'de tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini tahmin ediyor. Öte yandan küresel sıcaklık yükselmesini 2 derecenin altında tutabilmek için emisyonların 2050'ye kadar yüzde 70 azalması bekleniyor. Bir başka deyişle, emisyonları azaltırken bugüne kadar görülmemiş bir gıda talebini karşılamak zorundayız." dedi.

"Tarımda verimliliği yakalamak zorundayız"

TZOB Genel Başkanı Şemsi̇ Bayraktar da tarımdaki yapısal sorunların çözülmesi halinde sektörün Türkiye ekonomisine önemli katkı sunacağını belirterek, "Hedefimiz, Gayri Safi Milli Hasılaya 150 milyar dolarlık katkı sağlamak. Bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz. Eğer tarımımızı geliştirmek istiyorsak ve dünya ticaretinden gereken payı almak istiyorsak, verimliliği yakalamak zorundayız." diye konuştu.

İklim değişikliğinin etkilerinden çiftçilerin korunması ve desteklenmesi için gerçekçi ve kalıcı politikalar geliştirilmesi, küresel anlamda koordinasyon ve iş birliği sağlanması gerektiğini söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti:

"TZOB olarak, canlıların ormanlara bağlı olmadan yaşayamayacağı bilinciyle, doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine destek olmayı amaçlıyoruz. Bu sebeple 2012 yılında ağaçlandırma seferberliği kapsamında Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ile protokol imzaladık. Söz konusu protokol kapsamında bugüne kadar 972,3 dekarda 54 bin 780 fidanı toprakla buluşturduk. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin getirdiği şartlar daha da ağırlaşmadan, her yıl ülke çapında çok hızlı ve etkin bir ağaçlandırma kampanyası yürütmek zorundayız."

"Türk fındığı gönül rahatlığıyla tüketilebilir"

Bakan Çelik, etkinliğin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Çelik, Coldiretti'nin, Türk fındığını ithal edilen en tehlikeli ürünler listesine koymasına ilişkin soru üzerine, "(Fındık) Gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Bunlar büyük ölçüde politik değerlendirmelerdir, piyasayı etkileme değerlendirmeleridir. Bunlara kulak asılmaması gerekir. Herkes pazar elde edebilmek için bu şekilde kampanyalar yürütüyor. Bunların aslı astarı yok." diye konuştu.

Fındıkta üretici satış fiyatının 11 lira seviyesinde olduğuna dikkati çeken Çelik, üreticiye desteklerini sürdürdüklerini ve fiyatların yükseleceğini söyledi. Çelik, ayrıca sektör temsilcileriyle görüştüklerini, bakanlık bünyesinde fındıkla ilgili özel birim oluşturduklarını kaydetti.

Enflasyon sepetindeki gıda ürünlerinin ağırlığının azaltılmasına yönelik çalışmalara ilişkin soruya ise Çelik, "İlgili komisyon kuruldu. Azaltılması şeklinde bir durum henüz söz konusu değil. Bu konuda bir çalışma yapılacak. Gıda enflasyonu diye ifade edilen konudaki aksaklıklar giderilerek bu oranın düşürülmesi sağlanacak." cevabını verdi. / EGE BASIN GRUBU

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.