25 Kasım 2024
  • İzmir5°C

AİLENİN YÜKÜ BİR KİŞİNİN OMZUNDA

Bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerine ve aile hayatına ait değer yargılarına ilişkin bilgi derlenmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliğiyle, 2016 yılında Aile Yapısı Araştırması yür

Ailenin Yükü Bir Kişinin Omzunda

20 Ocak 2017 Cuma 13:40

Bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerine ve aile hayatına ait değer yargılarına ilişkin bilgi derlenmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliğiyle, 2016 yılında Aile Yapısı Araştırması yürütüldü. Araştırma sonucunda, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey ve İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç büyük il ayrıntısında tahmin verildi.

Kreşte veya anaokulunda gündüz bakımı alma oranı  yüzde 2,8 oldu. Hanedeki 0-5 yaş aralığındaki çocukların gündüz bakımının kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; hanelerin  yüzde 86’sında bakım işini annelerin üstlendiği görüldü. Gündüz bakım işini, anneden sonra  yüzde 7,4 ile en fazla anneanne veya babaanne üstlendi. Bakımın, kreşte veya anaokulunda sağlanma oranı  yüzde 2,8 iken bakıcı tarafından yerine getirilme oranı  yüzde 1,5 oldu.

HANEDEKİ KÜÇÜK ÇOCUKLARIN GÜNDÜZ BAKIMI
Hanedeki ev işleri genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından yapıldı. Hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü. Hanehalkı ferdi tarafından en fazla üstlenilen işler sırasıyla,  yüzde 98 ile sofranın kurulup kaldırılması,  yüzde 97,8 ile akşamları çay servisi yapma ve  yüzde 97,5 ile bulaşık yıkama oldu.

Hanede ücretli olarak yaptırılan en fazla işler ise sırasıyla,  yüzde 38,1 ile evin badana/boyası,  yüzde 11,3 ile küçük bakım, onarım, tamir yapılması ve  yüzde 4,7 ile evin haftalık/aylık temizliği oldu.
Hanehalkları en fazla hafta sonu akşam yemeğinde bir araya geldi. Hanehalklarının yemek yeme alışkanlıklarında hafta içi ve hafta sonu hangi sıklıkla bir araya geldikleri incelendiğinde; hanehalklarının en fazla hafta sonunda ve akşam yemeğinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalklarının akşam yemeğinde bir araya gelme oranı hafta içi  yüzde 78,2, hafta sonu ise  yüzde 83,1 oldu.
 
Hanehalkları, akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Hafta içinde sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı  yüzde 43,4 iken bu oran hafta sonu  yüzde 72,3 oldu. Öğle yemeğinde bir araya gelen hanehalkı oranı ise hafta içi  yüzde 26,8, hafta sonu  yüzde 57,2 oldu.

İLK EVLİLİKLER  20-24 YAŞ ARALIĞINDA GERÇEKLEŞTİ
Evlilik deneyimi yaşamış bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; Türkiye'de ilk evliliklerin  yüzde 37,5’i 20-24 yaş aralığında yapıldığı görüldü. Bu yaş aralığından sonra ilk evlilikler en fazla  yüzde 21,2 ile 25-29 yaş aralığında ve  yüzde 17,9 ile 18 yaşından önce gerçekleşti.
İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan kadınların oranı  yüzde 34,3 iken, bu oran erkeklerde  yüzde 41,3 oldu. Evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranı  yüzde 28,2, erkeklerin oranı ise  yüzde 5,6 oldu.

Erkekler için en uygun ilk evlenme yaşı  yüzde 53,9 ile 25-29 olarak belirtildi. Bireylerin kadın ve erkek için uygun gördükleri ilk evlenme yaşının kaç olduğu incelendiğinde; kadınlar için en uygun ilk evlenme yaşı  yüzde 46,9 ile 20-24 yaş arası, erkekler için ise  yüzde 53,9 ile 25-29 yaş arası olarak belirtildi.
İlk evliliklerin  yüzde 59,9'u görücü usulü ile gerçekleşti. Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde; ülke genelinde ilk evliliklerin  yüzde 47,8’inin görücü usulü ve kendi rızası ile,  yüzde 12,1’inin ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla gerçekleştiği görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçenlerin oranı  yüzde 30,2, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenenlerin oranı  yüzde 2,5, kaçma/kaçırılma ile evlenenlerin oranı ise  yüzde 7 oldu.
 
OKUMUŞLAR KENDİ EŞİNİ KENDİSİ SEÇİYOR
Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri cinsiyete göre incelendiğinde; görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen kadınların ve erkeklerin oranı  yüzde 47,8 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen kadınların oranı  yüzde 14,8, erkeklerin oranı ise  yüzde 9 oldu. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen kadınların oranı  yüzde 27,1, erkeklerin oranı  yüzde 33,8, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen kadınların oranı  yüzde 2,6, erkeklerin oranı ise  yüzde 2,5 oldu.
Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri öğrenim durumuna göre incelendiğinde; bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi seçimi ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen bir okul bitirmeyen bireylerin oranı  yüzde 10,6 iken bu oran yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireyler için  yüzde 67,1 oldu.
Hem resmi hem de dini nikahı olanların oranı  yüzde 97,1 olarak tespit edildi. Bireylerin evliliklerinde gerçekleştirdikleri nikah türü incelendiğinde; bireylerin  yüzde 97,1’inin hem resmi hem de dini nikah yaptığı görüldü. Sadece resmi nikah yapanların oranı  yüzde 1,8, sadece dini nikah yapanların oranı ise  yüzde 1,1 oldu.

Evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde; eşler arasında en fazla sorun yaşanan konunun  yüzde 5,9 ile ev ile ilgili sorumluluklar olduğu görüldü. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla,  yüzde 5,4 ile ailece birlikte vakit geçirmeme ve  yüzde 5,3 ile sigara alışkanlığı oldu. Eşler arasında en az sorun yaşanan konular ise sırasıyla,  yüzde 1 ile eğlence alışkanlıkları ve alkol alışkanlığı ve  yüzde 1,1 ile arkadaşlar, görüşülen kişiler oldu.

BOŞANMA NEDENİ SORUMSUZ VE İLGİSİZ DAVRANMA
En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenleri incelendiğinde; Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni  yüzde 50,9 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bunu,  yüzde 30,2 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve  yüzde 24,3 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması sorunu izledi.
Boşanma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde; en önemli boşanma nedeni her iki cinsiyette de sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bu oran, kadınlar için  yüzde 61,5, erkekler için ise  yüzde 40,2 oldu. Kadınlar için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri  yüzde 42,6 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama,  yüzde 36,4 ile dayak/kötü muamele oldu. Erkekler için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise  yüzde 24,5 ile eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması ve  yüzde 24 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması oldu.

Son bir yıl içerisinde çocuk veya çocuklarına ceza veren anne ve babaların ne tür ceza verdikleri incelendiğinde; anne ve babaların çocuklarına verdikleri en yaygın ceza türü  yüzde 72,6 ile azarlama oldu. Bunu,  yüzde 48,7 ile İnterneti yasaklama ve  yüzde 40,8 ile TV izlemesine izin vermeme cezaları izledi.
Son bir yıl içerisinde anne ve babaların çocuklarına verdikleri en az ceza türü  yüzde 8,9 ile odaya kapatma oldu. Bunu,  yüzde 14,2 ile harçlığını kesme ve  yüzde 14,3 ile arkadaşları ile görüştürmeme cezaları izledi.

BİREYLER, 3  ÇOCUK İSTİYOR
Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde; en fazla istenen ideal çocuk sayısı  yüzde 32 ile 2 çocuk oldu. Türkiye genelinde bireylerin  yüzde 31,4’ü şartları uygun olduğunda 3 çocuk,  yüzde 18’i 4 çocuk,  yüzde 14,9’u 5 ve daha fazla çocuk isterken  yüzde 3,4’ü tek çocuk istediğini,  yüzde 0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti.

Bireylerin şartları uygun olduğunda istedikleri ideal çocuk sayısı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı  yüzde 33,1 ile 2 çocuk iken erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı  yüzde 31,6 ile 3 çocuk oldu.

Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri medeni duruma göre incelendiğinde; daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı  yüzde 46,7 ile 2 çocuk oldu. Bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı, evli bireylerde  yüzde 31,9 ile 3 çocuk, boşanmış bireylerde  yüzde 44,2 ile 2 çocuk ve eşi ölmüş bireylerde  yüzde 28,4 ile 3 çocuk oldu.

Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri sorulduğunda; bireylerin  yüzde 37,6’sı yaşlandıklarında çocuklarının yanında kalmayı istediklerini belirtti. Diğer en çok tercih edilen yaşlılıktaki yaşam biçimi tercihi sırasıyla,  yüzde 29,4 ile evde bakım hizmeti almak ve  yüzde 11 ile huzurevine gitmek oldu. Bireylerin  yüzde 21,6’sı ise yaşlandıklarında nasıl yaşayacakları hakkında bir fikirlerinin olmadığını belirtti.

Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri yaş grubuna göre incelendiğinde; huzurevine gitmek istediğini belirten bireylerin oranının en az olduğu yaş grubu  yüzde 7,7 ile 65 yaş ve üzeri yaştaki bireyler oldu. // EGE BASIN GRUBU // Erdem Kibar-Mehmet Özdem-Mehmet Tekeli

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.