FOÇALI RESSAMDAN İZMİR’DE “SESSİZ ÇIĞLIK” SERGİSİ
Sebahattin Karaca
KİM DAHA ÇOK FOÇALI?
Foça’da bir kaç yıldan beri, kim daha çok ya da daha eski Foçalıdır, tartışması sürüp gidiyor. Eskiden Foça’da bu türden tartışmalara rastlanmazdı. İnternetin yaygınlaşması, Facebook, Twitter kullanımının artması, bu bağlamda sosyal medyanın önemli ölçüde kullanılır seviyeye ulaşmasından sonra, özellikle sosyal medya üzerinden “ Kim daha çok ya da daha eski Foçalıdır?” tartışması da gün yüzüne çıktı.
Ben bu konuya şimdilik hiç taraf olmak istemiyorum. İstemiyorum çünkü, bu tür bir tartışmayı lüzumsuz, gereksiz görüyorum. Şayet tartışılacaksa, Foça’daki son 30- 40 yılın nüfus hareketliği üzerinden bir sonuca varmak çok yüzeysel olur. İlle de bu tür bir tartışmaya girilecekse, o zaman Ortaçağdan, Yeniçağa, Yeniçağ’dan Cumhuriyet Dönemi’ne ve özellikle mübadele yıllarına hatta imarla gelen nüfus yoğunluğuna bakmak lazım. Bu dönemlerdeki olayları ve nüfus hareketliliğini inceledikten sonra, “kimin daha çok ya da daha eski Foçalı” olduğu konusunda tutarlı bir sonuca varmak mümkün olabilir.
Oysa ben, yukarıdaki konu başlığına şimdilik mesafeli durmak istiyorum. Ben daha ziyade kimin Foça’ya işi ve uğraşı ile ne kadar fayda ve katma değer sağladığı, Foça’nın adının duyulması ve Foça’nın tanınması için kimin ne kadar emek verdiği konusunun gündeme getirilmesinden yanayım.
İşte bu bağlamda Fêlix Sartiaux, Prof. Dr.Ekrem Akulgal, Prof. Dr. Ömer Özyiğit gibi arkeologlar; Avni Erbaş, Ferruh Başağa gibi ressamlar, Tarık Dursun K, Hüseyin Yurttaş (Foçalı), “Ahçı Fok” Nurdan Çakır Tezgin, Recep Bozkurt gibi yazarlar ve adını burada tek tek yazamadığım diğer sanatçıların Foça’ya pek çok yönden ve özellikle de adının duyulması, belleklere kazınması bakımından Foça’ya çok fayda sağlamış kültür ve sanat insanlarıdır.
HASIRCI’DAN FOÇA’YA
Son zamanlarda, Foça’daki atölyesinde şen şakrak, keyifli, neşeli, gece gündüz resim yapan bir ressamla tanıştım. Bu ressamın adı Bahattin Bilgin. Fırsat buldukça atölyesinde kendisini ziyaret ettim.
Samsun’un Ladik ilçesinin Hasırcı Köyü’nde doğmuştur. İlkokul üçüncü sınıfa kadar diğer arkadaşları ile birlikte bir eğitmenin öğretiminde köyde okul olmadığı için, damda okumuştur. Üçüncü sınıfta Gazi Eğitim mezunu ve çok sevdiği Kamil Gündüz öğretmenin, Hasırcı köyüne atanmasından sonra, Kamil Gündüz’ün önderliğinde yapılan ilkokulu bitirmiştir. Kamil Gündüz’ün köye olan katkılarından ve öğrencilerine verdiklerinden çok etkilenmiştir. Bugün hâlâ Kamil Gündüz’ün etkisi altında olduğunu gizlememekte her fırsatta anlatmaktadır. Çünkü O’na göre bir öğretmen, devrimci ruhu ile hiçbir şeyi olmayan köye, kısa sürede okul, yol, su gelmesini sağlamıştır. Aynı zamanda cümbüş de çalan bu öğretmen, o yıllarda küçük bir köyde folklor ekibi kurmuştur ve eğitmiştir.
Bilgin; yerküreyi futbol topunu, haritaları, deney tüpünü onun sayesinde görmüştür. Kitap okumayı, düşünmeyi, gördüklerini ve duyduklarını yorumlamayı O’nun sayesinde öğrenmiştir. Pancardan teker, araba, kağnı, çamurdan ördek, kaz, köpek heykelleri yapmıştır.
Kamil Gündüz ile köyüne sadece yol su okul değil medeniyetin girdiğini de söyleyen Bahattin Bilgin, Kamil Gündüz’ün Hasırcı’ya dışarıdan bir öğretmen olarak gelmesine karşın, köy için yaptıkları taktire şayandır. Nitekim Kamil Gündüz; yaptıklarının farkına varan köy halkı tarafından, “ Hasırcı Köyünün Fahri Hemşerisi” olarak kabul edilmiştir.
İlkokul son sınıfta katıldığı sınavlarda kendisi gibi yedi arkadaşı ile birlikte Akpınar öğretmen okuluna girmeyi hak kazanan Bilgin, orada da üçüncü sınıfa kadar okumuş ve tüm Türkiye’den sadece 10 öğrencinin alınacağı bir sınava girmiş kazanmış ve Çapa Öğretmen Okulu’na seminer öğrencisi olarak kaydını yaptırmıştır. Resim üzerine esas köklü eğitimini burada almış, Ali Candaş, Ayşe Can gibi öğretmenlerinden aldığı eğitimle iyi bir ressam olma yolunda mesafe kat etmiştir. Okulun yatılı olduğunu, devletin yağlıboya, sulu boya, kağıt, kalem, pastel ve her türlü eğitim gereçlerini verdiğini, bu manada şanslı olduğunu söyleyen Bahattin Bilgin, 1976’da Çapa Öğretmen Okulundan mezun olduktan hemen sonra Beşiktaş’da Tatbiki Güzel Sanatlar Akedemisinde eğitimine devam etmiştir. O yıllarda resimden para kazanmanın zor olduğunu söyleyen Bilgin, hayata karşı vereceği sınavlar yüzünden resim yapmaya ara vermiştir. Ortalığın çok da karışık olduğu yetmişli yıllarda kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak için, uzunca bir müddet grafik, tabela, klişe işinde çalışmak durumunda kalmıştır. Bugün Türk ekonomisinde önemli yer almış pek çok firmanın klişe ve logolarını yaptığını; bu logoların hâlâ kullanılmakta olduğunu anlatımlarından öğreniyoruz.
FOÇA’YA YERLEŞİM
Altı sene önce kendi isteği ile Foça’ya yerleşen Ressam Bahattin Bilgin, aynı yıl atölyesini kurmuştur. Çok sevdiğini ve gönlünün yapıştığını söylediği Foça’da her türlü telaştan uzak olmak üzere, atölyesinde keyifle resim yapmaktadır. Yaptığı resimlerle zaman zaman gündeme gelen Bahattin Bilgin, Foça’ya yerleşen diğer sanat insanları gibi Foça’nın adının duyulmasına ve kentin tanıtımına katkı sunmaktadır.
Yaptığı resimlerin daha geniş kitlelere ulaşması amacıyla “ Sessiz Çığlık” isimli resim sergisini, 20 Eylül 2016’da İzmir Konak’ta Resim Heykel Müzesi’nde açacaktır. Turgut Pura Sergi Salonu’nda bir kokteyl ile açılacak olan Sergi 5 Ekim 2016’ya kadar açık kalacaktır.
Başta İstanbul olmak üzere ülkenin her köşesinde yaşayan sanat dünyasından pek çok tanınmış kişi, Foça’ya gelmektedir. Bu sayı her yıl biraz daha artarak devam etmektedir.
Bu yönüyle bakıldığında Bahattin Bilgin gibi ressamların yanı sıra kültür ve sanat dünyasından pek çok yazarın ve sanatçının Foça’ya yerleşerek her şekilde Foça’ya değer katmalarını isterim. Hatta benzer sanatçıların tercihi Foça olduğunda yasal zeminde her türlü teşvikin verilmesini isterim.
Unutmayalım; Milattan önce 6. Yüzyılda Akdeniz kıyı kentlerine kültür ve sanat yolu ile medeniyeti yayanlar Foçalı İyonlar olmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.