Elektrik santralleri toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek çok ülkenin Türkiye'ye karşı husumet politikası yürüttüğüne dikkat çekerek, “İsteseniz de istemeseniz de biz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız. Batı dünyası istediği kadar teröristi batı şehirlerinde barındırsın, elini kolunu sallaya sallaya batı şehirlerinde dolaşsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar; bumerang gibi bir gün dönecek onları da vuracak” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tamamı özel sektör tarafından kurulmuş ve 2016 yılı içinde devreye alınmış ya da alınacak olan 158 elektrik santralinin toplu açılışı için düzenlenen törene katıldı. Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törende; Başbakan Binali Yıldırım, bazı bakanlar, açılışı yapılan elektrik santrallerinin yatırımcıları olan iş adamları ve davetliler hazır bulundu.
“ENERJİ, KALKINMA VE BÜYÜMENİN LOKOMOTİFİDİR”
Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan elektrik santrallerinin, ülke, millet ve özel sektör için hayırlı olmasını diledi ve toplam 5 bin 620 megavat güce sahip santrallerin; atık ısı, biyokütle, çöp, doğal gaz, güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal, linyit, taşkömürü gibi çok farklı enerji kaynaklarıyla enerji ürettiğini ve toplam yatırım bedellerinin ise 5 milyar doları bulduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjinin; kalkınmanın, büyümenin ve refah artışının lokomotifi olduğuna işaret ederek, “Şayet siz ülke olarak, yeterli miktarda ve düşük maliyetle elektrik enerjisi üretemiyorsanız, diğer hedeflerinize zaten ulaşamazsınız” diye konuştu.
Türkiye’nin son 14 yılına bakıldığında bu ilişkinin çok çarpıcı örneklerinin görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 2003 yılı başından bu yana elektrik ve doğal gaz piyasalarında, kamu ve özelde 75 milyar dolarlık yatırım yapıldığını, Türkiye’nin kurulu elektrik gücünün bu süre zarfında 2 kattan fazla artarak, 78 bin megavata ulaştığını açıkladı ve bu rakamın 2023 yılında 125 bin megavata ulaşmasının planlandığını söyledi.
“10 YIL İÇİNDE TÜRKİYE'NİN ELEKTRİK PİYASASI, AVRUPA'DA İLK 3 İÇİNE YERLEŞECEK”
Bu şekilde büyümeye devam edildiğinde önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye’nin elektrik piyasasının, Avrupa’da 3. sıraya yerleşeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durum hem hükûmete, hem de düzenleyici kurumumuza önemli sorumluluklar yüklüyor. Enerji sektöründe adımların, piyasanın ve tüketicilerin ihtiyacını gözetecek biçimde dengeli atılması gerekiyor. Ancak bu şekilde, yatırım süreçlerinin uyumlu ve koordinasyon içerisinde yürütülmesi, belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve iyi işleyen bir piyasa oluşturulması mümkündür” dedi.
Özellikle yenilenebilir enerji kaynakları konusuna özel önem verdiklerini ve çalışmalarını yoğunlaştırdıkları bu alanda son dönemde çok hızlı mesafe kaydetmeye başladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yenilebilir enerjide 2002 yılında 12 bin 300 megavat olan kurulu gücü, 32 bin megavatın üzerine çıkardıklarını, bugün açılışı yapılan tesislerin çoğunun, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olduğunu bildirdi.
“TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİNİ VE BÜYÜMESİNİ ENGELLEMENİN PEŞİNDELER”
“Siz bakmayın Batı ülkelerinden ülkemize çevrecilik üzerinden yöneltilen saldırılara, bunların hepsi de maksatlıdır, art niyetlidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan devamında şunları söyledi: “Bugün, çevrecilerin en çok eleştirdikleri kömür ve nükleer enerji santrallerinin kahir ekseriyeti Batı ülkelerinde bulunuyor. Öyle ki, şayet kömür ve nükleer enerjiyle çalışan santraller olmasa, Batı karanlığa gömülür. Mesela kömürle çalışan santrallerden elde edilen elektrik enerjisi oranı Polanya’da yüzde 84, Almanya’da yüzde 45, İngiltere’de yüzde 39’dur.Bu oran Çin’de yüzde 75, Hindistan’da yüzde 73 seviyesindedir. Peki ülkemizde kömüre dayalı elektrik üretimi ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 22. Fark bu kadar büyük. Aynı durum nükleer santraller için de geçerlidir. Dünyada hâlen aktif olarak çalışan 450 nükleer santralin bulunduğu 30 devlet arasında ilk sıralarda Amerika, Fransa, Japonya, Çin, İngiltere, Almanya gibi ülkeler geliyor. Türkiye henüz bu kaynağa sahip bile değil. Her şey açık, ortada… Dikkat ediniz, ülkemizde ne zaman bir kömür santrali, bir nükleer santral projesi gündeme gelse, birileri hemen ayağa kalkar, çevrecilik adına bunlara engel olmaya çalışır. Peki, kömürü ve nükleer enerjiyi en çok kullanan Batı ülkelerinde niye böyle şeyler yaşanmaz? Niye oralarda sokağa dökülmezler? Bu protestolar, bu tepkiler, bu kampanyalar oralarda niçin olmuyor? Çünkü bu kampanyaları arka planda organize ve finanse edenlerin dertleri başka... Onlar üzüm yemenin, yani çevreyi korumanın değil, bağcıyı döğmenin, yani Türkiye’nin gelişmesini, büyümesini engellemenin peşindeler.”
YERLİ KÖMÜR VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ETKİN KULLANIMI
Türkiye ekonomisinin en ciddi sıkıntısı olan cari açığın yarısının, tek başına enerji ithalatının oluşturduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir başka ifadeyle biz, yenilebilir kaynaklarımızla birlikte kömür ve nükleer kaynakları da etkin şekilde kullanabildiğimizde, cari açık sorununun üstesinden kolayca gelebilme imkânına sahibiz. İnşallah, bu alanlardaki hedeflerimize ulaşarak, hem enerji kaynaklarımızı çeşitlendirecek, hem de ekonomimizin önünde yeni ufuklar açacağız” şeklinde konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, Türkiye’nin yerli kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanması konusunda yeni bir strateji geliştirdiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerli kömürün teşvik edilmesi amacıyla, devlete en ucuz elektrik fiyatını teklif eden firmaya, bütün yasal izinleri ile hazır bir saha teslim edilecek. Yatırımcı da burada kömürü çıkarıp elektik üretimi yapacak. Devlet de alım garantisi vererek, yatırımcıya finansman sağlamış olacak. Daha önceki sistemde ihale en yüksek bedeli teklif edene veriliyordu. Bu yöntemin, vatandaşın elektrik faturasının düşmesi konusunda hiçbir olumlu katkısı yoktu. Çünkü maliyeti yüksek olan ürünün, doğal olarak fiyatı da yükseliyordu. Yeni modelde ise, en düşük fiyata elektrik satmayı kabul eden firmaya kömür üretim alanı tahsis edilerek, vatandaşın elektrik faturasının da azalması sağlanıyor.”
“AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNİ 2023 YILINDA DEVREYE ALMAYI PLANLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin Akkuyu’da inşası süren nükleer santralin, 2023 yılında devreye almayı planladıklarını, Sinop’taki nükleer santralle ilgili çalışmaların sürdüğünü ve şimdi üçüncü bir nükleer santral için ön hazırlıklara başladıklarını açıklayarak, her üç projeyi de tamamlayarak Türkiye’nin hizmetine sunmakta kararlı olduklarını dile getirdi.
Enerji yatırımlarının, çok ciddi kaynak ve teknoloji birikimi isteyen yatırımlar olduğuna ve nükleer enerji konusunda gereken teknolojiye sahip ülke sayısının çok az olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, yenilenebilir enerjiye yönelirken, bu tesislerin inşası ve teknolojisinde de söz sahibi olmak mecburiyetinde olduğunu belirtti ve “Aksi takdirde, bu işler için yurt dışına çok ciddi kaynak aktarmak mecburiyetinde kalırız. Hâlbuki bizim bu yatırımlara öncelik verme, teşvik etme amaçlarımızdan biri de, cari açığımızı azaltmaktır” diye ekledi.
Ekim ayında yürürlüğe giren yenilenebilir enerji kaynak alanlarıyla ilgili düzenlemeyi, bu konuda değerli bir adım olarak gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlemenin amacının, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı bir şekilde yatırımcılara tahsisiyle birlikte, elektrik enerjisi üretim tesislerinde kullanılan ileri teknolojinin Türkiye’de imalatını sağlamak olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer santrallerde de, mümkün olduğu ölçüde teknoloji transferine dayalı bir anlayışı hâkim kılmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Hidroelektrik kaynakların kullanımında yenilenebilir enerji alanında atılan adımlara, hizmete sunulan yatırımlara ilişkin bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin terörle mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.
“TÜRKİYE, TERÖRLE YOLUNDAN ÇIKARTILAMAYACAK BİR ÜLKE OLDUĞUNU HERKESE GÖSTERMEK ZORUNDA”
“Türkiye, terörle, terör örgütleriyle, ihanet çeteleriyle tedip edilemeyecek, yolundan çıkartılamayacak, hedeflerinden uzaklaştırılamayacak bir ülke olduğunu, içeride ve dışarıda herkese göstermek mecburiyetindedir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Terörle mücadele etmek, terör örgütlerinin hakkından gelmek bizim için kolaydır. Fakat şu gerçeğin de elbette farkındayız. Karşımızdaki PKK, sadece 3-5 bin teröristten ibaret değildir. Karşımızdaki DEAŞ, sadece belli sayıdaki teröristten ibaret değildir. Karşımızdaki FETÖ, sadece ortada gözüken hainlerden ibaret değildir. Karşımızdaki DHKP-C, sadece bünyesindeki bir kaç yüz militandan ibaret değildir. Bu örgütlerin tamamının da gerisinde farklı güçler, farklı destekler, farklı projeler vardır. Bakınız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk terör eylemine başladığı 1984 yılından bu yana PKK’yı, sahip olduğu ortalama terörist sayısı bakımından hesap ettiğimizde, en az 6-7 defa tamamen yok etti. Ama PKK hâlâ ortada... Çünkü birtakım güçler bu örgütün bitmesini, ülkemizin kalıcı bir huzur, istikrar ve güven kavuşmasını istemediler, istemiyorlar. PKK’nın Kürt kardeşlerimiz adına terör estirmesi için ortada makul hiçbir sebep, hiçbir gerekçe yoktur. Tam tersine Kürt kardeşlerimizin bu terör örgütüne karşı olan tepkileri, nefretleri, isyanları hepimizden daha fazladır. Çünkü örgütün en çok kanlarını döktüğü, hayatlarını zindana çevirdiği insanlar Kürt kardeşlerimizdir. Dikkat ediniz, PKK, tarihinin en şiddetli saldırılarını bu dönemde gerçekleştiriyor. DEAŞ denilen örgüt, hiçbir sebep olmadığı hâlde sürekli ülkemizde eylem arayışı içinde. Bunların İslam’la uzaktan yakından alakası yok, bunu bilesiniz. DHKP-C gibi örgütler, ülkemizin terörle hiç ilgisi olmayan bölgelerinde, şehirlerinde eylem yapmak için fırsat kolluyorlar. FETÖ ihanet çetesi, dünyanın dört bir yanında, elindeki tüm imkânları ve kaynakları, ülkemiz aleyhinde faaliyet göstermek için kullanıyor. Tüm bu faaliyetlerin ortak özelliği, yapanlara en küçük bir faydası dokunmayan, sadece ve sadece ülkemizi sıkıntıya sokmayı amaçlayan eylemler olmasıdır. Öyle ki, bazı ülkeler, bu uğurda kendi geleceklerini tehlikeye atmaktan dahi çekinmemektedirler.”
“İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKACAĞIZ”
Pek çok çevre ve ülkenin, Türkiye’ye karşı bir husumet politikası yürüttüğüne, bunun da Türkiye’nin ayağa kalkmaması, belini doğrultamaması ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaması için yapıldığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsteseniz de istemeseniz de biz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız. Batı dünyası istediği kadar teröristi batı şehirlerinde barındırsın, elini kolunu sallaya sallaya batı şehirlerinde dolaşsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar; bumerang gibi bir gün dönecek onları da vuracak” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin; bin yıldır yaşadığı bu coğrafyada pek çok badire atlatıp pek çok sıkıntının üstesinden geldiğinin altını çizerek, en son 15 Temmuz darbe girişimini, Allah’ın inayeti ve milletin kahramanlığıyla akamete uğratıldığını dile getirdi.
“BİZİM İKİ GÖZÜMÜZÜ ÇIKARTMAYA ÇALIŞANLAR, SADECE KAYBETTİKLERİ GÖZLERİYLE KALACAK”
“Allah’ın izniyle, Türk Milleti olarak, bundan sonra da hür türlü saldırıya göğüs gererek, her türlü tuzağı boşa çıkartarak yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bizi sıkıntıya sokmak için terör örgütlerine kucak açanlar, silah verenler, yahu artık kendinizi gizlemeniz mümkün değil. Verdiğiniz silahlarla hepinizin adresini biliyoruz, kim kime ne silah veriyor. PYD, bir terör örgütü işte, PKK’nın yan kolu, YPG, yan kolu. Apaçık bunlar ortayken hâlâ siz bunları savunuyorsanız ve terör örgütü DEAŞ’ı bir başka terör örgütü ile yok edeceğim gibi bir safiyane yaklaşım ortaya koyuyorsanız, kusura bakmayın bu dünyada bunu kimse yutmaz. Yarın kendileri o örgütlerin hedefi hâline gelmekten de kurtulamayacaklardır. Bir başka ifadeyle, bizim iki gözümüzü çıkartmaya çalışanlar, sadece kaybettikleri gözleriyle kalacaklardır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, kendisine güvenen, inanan, yatırım yapan herkese, bunun karşılığını katbekat fazlasıyla verecek potansiyele, imkâna, niyete sahip bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini, terör eylemlerinin, darbe girişimlerinin ve Türkiye’nin iki gözünü de çıkarmaya talip olan fesatçıların engelleyemediğini söyledi.
“YATIRIM YAPACAK İŞ ADAMLARIMIZ KARARLARINI ERTELEMESİN”
Bugünkü toplu açılış töreninin, Türkiye’nin öz evladı olan yatırımcılarının, ülkelerine sahip çıktıklarını gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasına; “Yatırım yapacak hiçbir iş adamımız kararını lütfen ertelemesin. Ne güney komşularımızdaki sorunlar, ne de terör eylemleri sizi tereddüde sürüklemesin. Unutmayın; bu işlerde erken kalkan yol alır, erken harekete geçen avantaj kazanır” çağrısında bulundu.
Yatırımlarıyla Türkiye’ye güvendiklerini, inandıklarını gösteren tüm iş adamlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan enerji tesislerinin hayırlı olmasını diledi ve bu santrallerin Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’la birlikte, toplu açılışı yapılan santrallerin içinde yer alan Osmaniye, Kırıkkale ve Aydın’da bulunan üç santraldeki yetkililerle görüntülü canlı bağlantı kurdu ve yatırımların hayırlı olması dileklerini iletti. / EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.